Kegel egzersizleri, pelvik taban kaslarını kuvvetlendirir. Pelvik taban kasları, üretranın, mesanenin, vajinanın, penisin, rahimin ve rektumun daha iyi çalışmalarını sağlamaktadır.

Mesane Kontrol Problemlerinin Sebebi Nedir?
Zayıflamış pelvik kaslar, istemsiz idrar kaçırmaya sebep olabilir. Pelvik kasların güçsüzleşmesinin sebepleri şunlar olabilir:

doğum yapma
•Yaşlanma
•Menopozdan sonra kadın hormonlarında meydana gelen azalma
•Şeker hastalığı
•Aşırı kilolu olmak
•Sık sık ve normalden uzun süre ağırlık kaldırmak
•Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları
•Prostat ameliyatı
•Kronik öksürük

Cinsel Fonksiyonlara Faydalı mı?

Kegel egzersizi vajinal kas gücünü ve cinsel duyarlılığı arttrabilir. kadınlar cinselliğe karşı daha duyarlı olur ve orgazmı daha iyi yaşayabilirler. Bu egzersiz erkeklerin cinsel duyarlılığını da arttırır ve cinsel birleşmede daha geç boşalmalarını sağlar.

Neden Yapılması Gerekir?

Pelvic taban kaslarını güçlendirmek, mesaneden istemsiz idrar kaçırma gibi rahatsızlıkları azaltır ve önler.

Bu egzersizler, dışkı yapmada kontrol problemlerinin tedavi edilmesine yardımcı olur ve cinsel fonksiyonlarınızı iyileştirebilir. Kegel egzersizleri, rahim sarkması sorunlarının ve cinsel birleşme sırasında ağrıları olan kadınların iyileşmelerine yardımcı olur.

Nasıl Yapabilirim?

•Çalıştırmanız gereken kasların hangileri olduğunu, genital bölgenizdeki kasları sıktığınızda hissedebilirsiniz. İdrar akışının ya da mide gazının geçişinin, bu kasların yardımıyla engellendiğini fark edebilirsiniz.

•Bu kaslarınızı sıkın ve 4 saniye boyunca bu şekilde kalın. Hareketi 10 ila 20 defa tekrarlayın. Her kasılmadan sonra kaslarınızın tam olarak gevşemesini sağlayın.

•Bu hareketleri günde 10 defa tekrarlayın. Daha az tekrar yapmanız hareketin etkisini düşürür.

•Kegel egzersizlerini masada otururken, otobüs beklerken, bulaşık yıkarken, araba kullanırken, sırada beklerken ya da tv izlerken yapabilirsiniz. Hiç kimse bu egzersizi yaptığını fark etmeyecektir.

•Hareketi yaparken pelvik taban kaslarınızın üretra ve anüs bölgesini sıkıştırdığından emin olun. Eğer karın ve kalça bölgeniz kasılıyorsa hareketi yanlış yapıyorsunuz demektir.

•İdrar yaparken bu egzersizleri yapmayı kesinlikle denememelisiniz.

Eğer mesane kontrolü probleminiz varsa, sadece birkaç hafta Kegel egzersizi yaptıktan sonra istem dışı idrar kaçırma probleminizin azaldığını fark edebilirsiniz.

Bu günlük egzersizleri 3 ila 6 aydan az yaparsanız fazla bir gelişme sağlayamayabilirsiniz. Pelvik kaslarınızı güçlendirmek ve korumak için Kegel egzersizlerini her gün yapmanız gerekir.

--------------------------

PC KASI VE CİNSELLİK

Doğulu kadınlar tarihin her döneminde Batılı erkeklerin garip bir biçimde ilgisini çekti; Japonya’ya veya Uzak Doğu’ya giden erkekler yüzyıllar boyu Budist, Taoist ve Hindu kültürlerinin içinde kavrulmuş ama şimdi Batıya pek özenen bu çekik gözlü, ürkek kadınlara yoğun bir cinsel istek duydular ve hatta Amerikalı asker erkekler bu bilgilerini biraz daha kaba (?) bir biçimde ifade ederek 200000’e yakın Vietnamlı kadını kendi isteklerinin dışında çocuk doğurmak zorunda bıraktılar. Amerikalıları bir yana bırakırsak, Doğu hem felsefeleri ve cinsel özgürlüğü ile hem de yaşam biçimleriyle Avrupalıları hep büyüledi. Doğuda, Hristiyan ve Müslüman kültürlerin kadınlara koyduğu cinsel tabular pek yoktu, aksine kültür onlara daha fazla haz almayı ve karşısındakine daha fazla zevk vermeyi öğretiyor ve bunun tekniklerini gösteren sistemler ve yaşam biçimleri ortaya koyuyordu; Kundalini Yoga ile ilgili yazılar, Kama Sutra, Ananga Ranga cinsellik hakkında bir sürü yeni öneriler getiren yazılardı ve bunlar, yazıldığı tarihlerde Batıda evlilik öncesi ilişki ve serbest aşk yasaktı. Cinsel davranış doğal karşılandığı gibi Japonya’daki Geishalık sistemi de fahişelikten ziyade sanatsal ve soyut yönleri olan, bugün Batılı seks terapisi kliniklerinin de kullandığı “Sorrogate” (tedavi partneri) sistemine benzer ama çok daha gelişmiş bir toplumsal yapıydı. Doğulu kadınlar nasıl iyi sevişebileceklerini asırlardır biliyorlardı; Batılı kadın ise sevişmesini ancak iki kişi çıkıp onları laboratuvarda inceleyen kadar tam olarak öğrenemedi, bunun temel nedeni din ile sosyal ve kültürel kalıtımdı, çünkü insanlar telkine ve şartlandırılmaya çok yatkınlar ve tarihin pek çok döneminde insanları iktidarsız erkeklerle, frijid kadınlaryönetmiş ve kültürün akışını ‘cinsellik günahına’ düşman olan devlet ve din yöneticileri şekillemiş. Doğulu kadınlarla sevişen erkekler onları daha aktif, fantezilere yatkın ve cinsel ilişkide daha yetenekli bulmuşlar. Yoko Ono, John Lennon’ı sonsuza dek tavlarken sadece Woody Allen filmlerindeki entel kadın rollerini oynamadı herhalde!..

Uzak Doğuluların yüzyıllardır kullandığı cinsel duyarlılığı yoğunlaştıran ve artıran kaslar ilk kez 1940’larda Arnold Kegel tarafından gündeme getirildi. Arnold Kegel’in niyeti kötü değildi! doğum yapmış kadınlar ‘stres inkontinansı’ denen idrarını tutamama gibi bir rahatsızlıkla karşı karşıyaydılar; çocuk doğarken uyguladığı basınç, epizyotomi ve zaten böyle bir zorlamaya hazır olamayan perine kasları çok gevşiyor kimi zaman da kopuyordu, kadınların idrar yolunun da çok kısa olması (2.5-3 cm) idrarlarını tutamamalarına neden oluyordu. Hele tabloya sistit veya üriner enfeksiyon eklenmişse kadınlar ikide bir tuvalete taşınmak zorunda kalıyorlardı. Kegel biraz anatomi kitabı karıştırdıktan ve kadavralar üzerinde birkaç diseksiyon yaptıktan sonra bir tansiyon aletini bozarak plastik bir silindirle birleştirip ‘Kegel Perineometer’ adlı aleti yaptı (US Patent No: 5674238) .

--------------------------------------------------------------------------------


Bunu vajinaya sokup etrafındaki kasların gücünü ölçebiliyor ve hastalarına birtakım egzersizler yapmalarını öneriyordu. Vajina etrafındaki kasların kuvvetlenip kuvvetlenmediğini perineometer ile ölçebildiği için kuvvetlenmeleri ile stres inkontinansının düzelip düzelmediğini gözlemleyebiliyordu. Sonuç beklendiğinden başarılıydı, bir ay kadar süre içinde bu kaslar ilk gücünün 3-4 misline çıkıyor ve inkontinans kayboluyordu. Fakat Kegel hiç beklemediği ve hesaplamadığı bir sonuçla karşılaştı; tedavi gören kadınların çoğu tekrar Dr. Kegel’e gelip bu egzersizleri yapmaya başlayalıdan beri cinsel isteklerinin arttığını ve orgazmlarının şiddetlendiğini söylüyor ve bu anormal (?) tablonun kaybolması için neler yapmaları gerektiğini soruyorlardı.

Önceleri Dr. Kegel kadınların ifadelerine pek inanmadı ve bunun sadece kendi kendine telkine bağlı olduğunu düşündü. Fakat daha önce başarısız bir anorgazmia (orgazm olamama) tedavisi görmüş dört-beş kadın inkontinansla birlikte anorgazmia’nın da düzeldiğini söyleyince, konuyu araştırmaya ve Kinsey’in takipçisi birkaç doktor ile birlikte ‘Kegel’ egzersizlerini kullanmaya başladı; sonuç tahmin edildiğinden başarılıydı, bu kasların kuvvetlendirilmesi Batılı kadınları, Doğulular kadar inhibisyonsuz kılmasa bile orgazm olmalarına yardımcı oluyordu. Fakat 1966’da Masters & Johnson ünlü kitapları ‘İnsanın Cinsel Davranışı’ında (Human Sexual Response, 1966) kadınlarda orgazmın sadece klitoral kökenli olduğunu iddia edip, vajinanın orgazm olayında aktif bir rol almadığını yayınlayınca, gerek jinekologlar gerekse psikiyatrlar Kegel’i unuttu ve tüm terapiyi Masters ve Johnson’ın laboratuvardaki bulgularına göre düzenlemeye başladılar[1]. 1970’li yıllarda her alandaki Doğu-Batı sentezi seks terapisinde de kendini gösterdi ve Gestalt terapisi, bio feed-back, humanist terapi, bioenergetic vb. sistemleri de terapilerinde kullanan Bernie Zilbergeld, Lonnie Barbarch, Alice Ladas, John Perry, Helen Singer Kaplan, Alexandre Lowen gibi terapistler ortaya çıkıp, farklı kapılar araladılar. Hepsinin birleştiği ana fikir şuydu:

‘Biz cinsel terapiyi şimdiye dek hep nevroz ve cinsel fonksiyon bozuklukları geliştikten sonra uyguladık ve araştırmaların çoğunu bu insanlar üstünde yaptık; belki bu insanlar normale daha yakınken bu terapilerden geçselerdi psikodinamik yapıları böylesine bozulmazdı, öyleyse neden önce normal insanları araştırıp onlara cinsel potansiyellerini artıracak programlar uygulamıyoruz?

Hem normal insanların sınırlarını ve cinsel yeterliliklerini tam olarak biliyor muyuz; cinsellik tamamen öğrenilen ve yönü değiştirilebilen bir olgu olduğuna göre bugün doğru bilinenlerin günün birinde değişip değişmeyeceğinden nasıl emin olabiliriz?’

Belki Abraham Maslow’un bahsettiği ‘doruk deneyimleri’ (peak experience) cinsellik alanında da yaşanır, insanlar farklı bir boyuta getirilebilirdi[2].



PC KASI

(PUBOKOKSİGEUS KASI - AŞK KASI)



Bu bilim adamları söylediklerinde bir ölçüde haklıydılar, çünkü Kinsey raporlarının gösterdiğine göre 1940’larda Amerikalı erkeklerin % 80’i cinsel ilişkiye girdikten iki dakika sonra boşalırken, bu süre 1970’lerde beş-yedi dakikaya çıkmıştı, yani cinsel denetim kültürün ve kadınların bilinçlenmesinin zorlamasıyla geliştirilmişti. Ayrıca Ann Launders’ın 141000 kişi üzerinde yaptığı ankete göre insanların % 80’i için cinsellikevlendikten sonra çok daha zevksiz bir hale gelmekteydi, bunun nedeni haz almanın geliştirilememesi ve normal insanların da bu işi tam anlamıyla bilmemeleriydi. Bu nedenle yeni seminerler ve programlar tasarlanmaya başlandı.



John Perry 1976’da vajinal myograf adını verdiği bir alet geliştirdi ( US Patent No 4396019), bu alet perineometer’a benzemekteydi ama bir EMG (elektromyografi) cihazına bağlanabiliyor ve vajinal kasların gücünü ölçebiliyor, aynı zamanda uyguladığı doğru akım ile bu kasların otomatik olarak kasılmasını sağlıyordu, ayrıca kendi kaslarının gücünü bir monitörde gören kadınlar hangi hareketi yaptıklarında hangi kasların ne kadar kasıldığının da ayırdında oluyorlardı.



Bu kaslara PC kası adı verildi (PC: Pubokoksigeus, yani pubis ile koksiksi birleştiren kas.) Anatomi atlasını karıştıranlar bu isimde bir kasa rastlayamazlar, çünkü PC kası kuyruk sokumundan başlayıp, pubise (leğen kemiğinin önü) kadar uzanıp bağlanan ve içeriden vajinayı sarıp sarmalayan bir çok kasın oluşturduğu bir kas ağıdır; ama mesela anüsü kasan anal sfinkter bu kas ağına dahil değildir. kadınların büyük çoğunluğunda PC kası hem çok zayıf hem de atrofik, hele doğumdan sonra PC kası iyice güçsüzleşiyor ve PC kaslarına hakim olan kadınlar ise ağrısız ve çok kolay doğum yapabiliyorlar. Perry’nin araştırmalarına göre anorgazmia vakalarından bazılarında çok zayıf PC kasları sorumluydu.

Dr. Benjamin Graber[3] 281 kadın arasında yaptığı araştırmada grubu üçe bölmüştü:

A) Hem sadece klitoral stimülasyon (uyarı) hem de sadece vajinal stimülasyonla orgazm olanlar.

B) Sadece klitoral stimülasyonla orgazm olanlar.

C) Hiç orgazm olmayanlar.



Gruplardaki kadınların PC kaslarının gücü ölçüldüğü zaman A grubundakilerin gücünün ortalaması 20 üstünden 17 bulunurken, hiç orgazm olmayanlarınki (C grubu) 7, B grubundakilerin de 12 bulunmuştu. Yani orgazm olabilme yeteneği ile PC kasının gücü arasında doğrudan bir ilişki mevcuttu.

Ladas ve Perry’nin PC kası bio feedback’i uyguladıkları 134 kadından % 81’i PC kaslarına hakim olduklarını ve bu hakimiyetin onların cinsel yaşantılarını olumlu yönde değiştirdiğini ve eskiden yaşamadıkları halde şimdi art arda orgazm yaşar hale geldiklerini yazmışlardı[4]. Aşağıdaki grafikte bir kadında PC-Kasının kasılmasının orgazmla ne kadar yakından ilişkili olduğunu anlatılıyor.

--------------------------------------------------------------------------------

[1] William Masters ve Virginia Johnson, Human Sexual Inadequecy, N.Y.: Bantam Books, 1981.

[2] Abraham Maslow, Toward a Psychology of Being, N.Y.:Von Nostrand Reinhold Company, 1968.

[3] Benjamin Graber ve G. Kline-Graber, Female Orgasm: The Role of Pubococcygeus, J. Clinical Psychiatry, (40): 34-39, 1979.

[4] A. K. Ladas, B. Whipple, J. D.Perry, The G-Spot, London: Corgi Books, 1983, S: 88-125.